Tekstilde Maaşlar: Patronun İlk Hedefi: Yüzbinlerce Çalışan İşini Kaybetme Riskiyle Yaşıyor!
Tekstil departmanı Türkiye’de yıllardır öncü iken dünya çapında da gelişti ama sorun şu ki markalaşma ve katma değerli üretim yaratamadığı için rekabette en ucuz kulvarda yer alıyor. Bu durum işverenin dikkatini tasarruf yaparken seslerinin çıkamadığı, enflasyona yenik düşseler de umursamadıkları ‘işçi maaşlarına’ çeviriyor. Dolayısıyla özellikle tekstil sektöründe çalışan insanlar işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor ve örnek alınan ülkelerdeki koşullar içler acısı.
Türkiye’nin ihracat öncelikli modelinde dokuma branşı öne çıkıyor. Tarihsel sorunlar nedeniyle hâlâ “sanayide devrim” sorununun yaşandığı Türkiye’de, Cumhuriyeti kurarken dev fabrikalar kuran ülkemizde markalaşma ve katma değerli üretim sorunları 100 yıl sonra da hâlâ tartışılıyor.
İhracat odağında maliyetler öne çıkarken, yurt içi dinamiklerde enflasyon ve kur sarmalı da dikkat çekiyor. Bu açıdan bakıldığında işveren tarafı haklı gibi görünüyor ama ülkenin gelir paylaşımına baktığımızda çalışanın durumu tabloyu değiştiriyor. Maaşlıların milli gelirden ve büyümeden aldığı pay giderek daralırken, patron hâlâ fiyat maliyetlerinden şikayetçi.
Tekstil sektörü son bir yılda işten çıkarmalar, emek yoğun, katma değeri olmayan üretim, patron için artan maliyetler, çalışanlar için ise açlık ve ortalamanın altında fiyatlar ile gündeme geldi.
Artan maaşların enflasyonu artırdığı savunulurken, patron maliyetlerden ve rekabet edememekten yakınıyor. Personel ayrıca şirketlerin kârlarına da dikkat çekiyor.
Dokuma bölümünden Sabri Ünlütürk, tekstilcilerin Bangladeş ve Pakistan’ı rakip ülke olarak telaffuz etmelerine yanıt vererek, bu ülkelerin katma değerli ürünlerde rakip olmadığını söyledi. Ancak son yıllarda döviz kurları ve enflasyonla ilgili yaşananların gerçeklikten uzak olduğunu da sözlerine ekledi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Aslanoğlu, Türkiye’de çalışan emekçilere Bangladeş ve Tayvan fiyatlarının dayatılamayacağını belirterek, patronların hükümetle müzakerelerinde işçi ücretlerinden bahsettiğini belirtti. güç, teşvikler ve vergiler hakkında konuşmak yerine.